Genel Müdürümüz Güldal: Türkiye, Güçlü Tarımsal Altyapısı, Depolama Kapasitesi Ve Kriz Yönetimiyle Risklere Karşı Hazırlıklıdır

Genel Müdürümüz Ahmet Güldal, dünyanın iklimsel değişiklikler, kuraklık ve jeopolitik gelişmeler gibi sürekli değişen senaryolarla karşılaştığını belirterek “Türkiye güçlü tarımsal altyapısı, depolama kapasitesi ve kriz yönetimiyle olası risklere karşı hazırlıklıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişci ile Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız Ahmet Bağcı’nın teşrifleriyle, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) tarafından düzenlenen “Tarım, Gıda ve Hayvancılık Sempozyumu” 18 Ekim 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi.

Sempozyuma panelist olarak katılan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet Güldal konuşmasında Türkiye’nin üretim potansiyeli, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin regülasyon rolü ve gıda arz güvenliğini güçlendiren politikaları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

“TMO, 87 Yıldır Üreticimizin Yanında”

Güldal, TMO’nun 1938 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “Toprak Mahsulleri Ofisi, her zaman çiftçimizin dostu olmuş ve daima üreticimizin yanında yer almış bir Cumhuriyet kurumudur. Hasat zamanında üreticiye, sonraki dönemde ise tüketiciye hizmet veren bir kamu iktisadi teşebbüsüyüz.” dedi.

 “Türkiye, Tarımda Net İhracatçı Ülkeler Arasında” 

Güldal, Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ülke olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Türkiye, yılda ortalama 20 milyon ton buğday, 8.5 milyon ton arpa ve 8 milyon ton mısır üretmektedir. Sebze ve meyvede de ciddi bir üretim gücüne sahip olan Türkiye, tarımda net ihracatçı konumdadır.”

Cumhurbaşkanımız tarafından TMO’ya; fındık, kuru üzüm, kuru kayısı gibi yüksek ihracat getirisi sağlayan stratejik ürünlerde de görev verildiğini belirten Güldal, “Ayrıca ayçiçeği yağı piyasasında da gerektiğinde regülasyon yaparak arz güvenliğini sağlıyoruz.” dedi.

“Dünyada Un İhracatında Bir Numarayız”

Konuşmasının devamında Türkiye’nin un ve makarna ihracatındaki başarısına değinen Genel Müdürümüz şu bilgileri paylaştı:

“Dünyada un ihracatında bir numarayız ve bu konumumuzu 2007 yılından beri sürdürüyoruz.
Makarna ihracatında ise İtalya’dan sonra ikinci sıradayız. Bu ürünlerle her yıl ortalama 1,5 milyar dolar fazladan ihracat geliri sağlıyoruz.”

Ayrıca “Dahilde İşleme Rejimi” kapsamında dış tedariki yapılan hububatın işlenip un, makarna, bulgur ve bisküvi gibi ürünlere dönüştürülerek ihraç edildiğini belirten Güldal, “Bu sistem sayesinde Türkiye, tarımsal dış ticarette net fazla veren bir ülke haline gelmiştir.” diye konuştu.

 “14 Milyon Tonluk Lisanslı Depo Kapasitesiyle Güçlü Altyapıya Sahibiz” 

Depolama ve lisanslı depoculuk sistemlerinin Türkiye tarımı için büyük önem taşıdığını vurgulayan Güldal, “TMO’nun 4,2 milyon tonluk depolama kapasitesi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, 2010 yılından itibaren TMO’nun öncülüğünde gelişen lisanslı depoculuk sistemiyle ülkemiz bugün 14 milyon tonu aşan bir lisanslı depo kapasitesine ulaşmıştır.” dedi. Ayrıca bu sistemin ürünlerin sağlıklı koşullarda muhafazasını ve Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) üzerinden ticaretin modernleşmesini sağladığını belirtti.  

“Türkiye, Tarımsal Dayanıklılığını Güçlendiriyor” 

İklim değişikliklerinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğumuza dikkat çeken Güldal: 
“Üretim istikrarı, stok yönetimi ve depolama kapasitemizi güçlendirmek zorundayız. Olağanüstü koşullara karşı hazırlıklıyız; TMO olarak olağanüstü hal stoklarımızı her zaman güncel tutuyoruz.” İfadelerini kullandı.

Pandemi ve savaş dönemlerinde Türkiye’nin hiçbir üründe arz sıkıntısı yaşamamasının, güçlü tarımsal altyapının ve TMO’nun etkin regülasyon görevlerinin sonucu olduğunu vurgulayan Güldal, “Türkiye, her koşulda kendi üretimini sürdürebilecek, tedarik zincirini koruyabilecek güce, kapasiteye ve tecrübeye sahiptir.” dedi. 

Genel Müdürümüz Güldal konuşmasını “Toprak Mahsulleri Ofisi, 87 yıldır olduğu gibi bugün de üreticinin ve tüketicinin yanında, ülkemizin gıda arz güvenliğinin teminatı olmaya devam etmektedir.” sözleriyle sonlandırdı. 

İki panel oturumundan oluşan sempozyum, sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.

TMO