Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet Güldal, TMO’nun 87 yıllık tarihinde tarımsal üretimi destekleme ve arz güvenliği sağlama misyonunu sürekli geliştirdiğini vurgulayarak “Tohum toprağa düştüğü andan itibaren tüm süreci takip ederek üreticilerimizin ve tüketicilerimizin her zaman yanında oluyoruz. En temel amacımız üreticiyi korumak, tüketiciyi kollamaktır” dedi.
Genel Müdürümüz Ahmet Güldal Tarım Orman Ekranı’nda Aynur Aydınlı’nın sunduğu ‘Tarım Orman Gündemi’ programının canlı yayın konuğu oldu. Programda TMO’nun güncel faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güldal, önümüzdeki sürece ilişkin planlanan çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
‘Türkiye’nin Güçlü Bir Tarımsal Altyapısı, Güçlü Bir Sanayi Refleksi Var’
Güldal konuşmasının devamında, yakın geçmişte yaşadığımız pandemi, savaş, kuraklık gibi dönemlerde Türkiye’nin jeopolitik konumu itibariyle tarımsal açıdan ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunun bir kez daha anlaşıldığını ifade etti. Ülkemizin tarım ve sanayi sektörünün ahenkli şekilde çalıştığını belirten Güldal “Türkiye’nin güçlü bir tarımsal altyapısı, güçlü bir sanayi refleksi var. Pandemi, savaş gibi dönemlerde ülkemize yettiğimiz gibi, ihracatımızda da bir aksama olmadı. Birçok ülkenin ihtiyacını karşılar olduk” dedi.
TMO’nun yurt içinde arz güvenliğini sağlamak üzere görevlendirildiğini hatırlatan Güldal, “Bahsedilen sıkıntılı dönemlerde TMO’nun üreticiden aldığı ürünlerin stoklanması ve piyasaya arzı noktasında hiçbir sıkıntı meydana gelmedi.” diye konuştu.
‘Ürün Alım Fiyatı Belirleme Çalışmalarımıza Ekim Döneminde Başlıyoruz’
Ürün alım fiyatlarını belirlemek için ürünlerin ekim döneminden itibaren çalışmalara başlandığını vurgulayan Güldal “Ekim döneminde çiftçinin kullandığı tohum, gübre, mazot gibi tüm maliyet girdilerini not etmeye başlıyoruz. Tarımsal rekolte tahminleri, iç ve dış piyasa koşulları ile akademik ve sivil toplum değerlendirmelerini dikkate alıyoruz. Sonuç olarak maliyetin üstünde, üreticinin zarar etmeyeceği bir referans fiyat ilan ediyoruz. Açıklanan alım fiyatları, üreticiye güvence sağlamak için referans fiyat niteliğindedir ve üreticimizi korumayı hedefler. Açıkladığımız fiyat tüm ürünleri almaya yönelik değildir, referans fiyatın altına düşüldüğü anda üreticinin sigortası olan fiyatlardır” dedi.
Ürünlerin alımından sonra sağlıklı muhafazasının da TMO’nun görevlerinden biri olduğuna dikkat çeken Genel Müdürümüz “Lisanslı depolar modern depolama imkanlarının olduğu, ELÜS’ler sayesinde belgelenen modern bir sistem. TMO-TOBB Lisanslı Depoculuk şirketiyle beraber Türkiye’de yatırımların arttığı lisanslı depolarda şu an 14 milyon tona ulaşmış bir kapasite var. Ayrıca Toprak Mahsulleri Ofisinin 4 milyon 200 bin ton kendi depolama imkânı var. Dolayısıyla lisanslı depolar, TMO ve özel sektörün de depolama kapasitesini düşünürsek Türkiye’de bir depolama probleminin olmadığını değerlendiriyoruz.” diye konuştu.
‘TMO, Bu Yıl da Güçlü Fiyat Politikası Uyguladı’
2025 yılını tarımsal üretim açısından değerlendiren Genel Müdürümüz şu açıklamalarda bulundu: “2025 yılı, Türkiye’de tarımsal üretim açısından zorlu bir yıl olarak kayıtlara geçti. Sadece TMO’nun görev alanındaki ürünlerde değil diğer birçok üründe zarar meydana geldi. Nisan ayında gerçekleşen don hadiseleri ve Mart-Haziran dönemindeki yağış yetersizlikleri, hububat ve meyve üretiminde olumsuz etkilere yol açtı.”
Tüm bu etkiler nedeniyle buğday ve arpada verim kayıpları olduğunu ifade eden Güldal “Üreticinin artan maliyetlerini telafi etmek üzere TMO olarak güçlü bir fiyat politikası uyguladık. Tarım ve Orman Bakanlığımız da zirai don ve kuraklıktan etkilenen çiftçilerimizi hassas bir şekilde takip ederek destekleme programları uyguladı.” dedi.
TMO’nun bu sene 600’e yakın noktada alım yaptığını hatırlatan Güldal, Türkiye’de üretilen buğdayın dörtte birinden fazlasının TMO stoklarına girdiğini belirtti. Ödemelerin de zamanında yapıldığını söyleyen Genel Müdürümüz mısır alımlarının ve ödemelerinin de aksatılmadan devam ettiğini ifade etti.
‘Yeni Hasat Dönemine Kadar Rahatlıkla Yetebilecek Stokumuz Mevcut’
Dünyada hububat yeterliliği açısından üretimde bir sıkıntı olmadığını belirten Güldal, ülkemizdeki durumu da şu sözlerle değerlendirdi: “Türkiye yıllık ortalama 42 milyon ton hububat üretimiyle önemli bir üretici konumunda. Arzda bir eksiklik olmaması için TMO, hasat zamanında aldığı ürünleri stoklar, gerektiğinde takviye eder. Devreden stoklarımızla beraber bu seneki üretim ve TMO stoklarını göz önüne alırsak bir sonraki hasat dönemine kadar çok rahatlıkla yetecek stokumuz mevcut. Gelecek senedeki kuraklık riskini de göz önüne alarak gerekli tedbirleri alıyoruz.”
Gıda enflasyonuyla mücadele noktasında TMO’nun ekonomi politikalarına paralel olarak çalıştığını söyleyen Güldal “Fiyat istikrarını sağlamak üzere stok bulundurmak, piyasaya arz sağlamak, piyasayı takip ederek satışlar yapmak gibi görevlerimiz var. Satış fiyatlarımızı da açıklarken hammaddeden kaynaklı fiyat yükselmesinin önüne geçmek için ürün fiyatlarını dengede tutarak stabiliteyi sağlamaya çalışıyoruz. Enflasyonla mücadele programında işletmelerin de elini taşın altına koymasını istiyoruz. Yüksek fiyatlamadan kaçınıp devletin fedakârlığına katkıda bulunmaları gerekiyor.” dedi.
TMO’nun hububat ve bakliyatın yanı sıra, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda kabuklu fındık, kuru üzüm ve kuru kayısı gibi ürünlerde de görev aldığını belirten Güldal bu ürünlerde de üreticiyi destekleyen referans fiyatlar ilan edildiğini ve stok yönetimi ile piyasa dengesi sağlandığını ifade etti.
TMO Olarak Tıbbi Amaçlı Kenevir Üretimi İçin Gerekli Çalışmaları Yürütüyoruz
Konuşmasının son bölümünde TMO’nun görev alanına eklenen tıbbi amaçlı kenevir üretimine değinen Güldal şu bilgileri paylaştı: “Kenevir üretimi için gerekli yasal düzenlemeler yapıldı. Tıbbi amaçlı üretim tamamen TMO’nun belirlediği yöntemlerle Afyon Alkoloidleri İşletmemizin sahasında oluşturacağımız bir Organize Tarım Bölgesi hinterlandında gerçekleşecek. Bununla ilgili yatırım süreci devam ediyor. Türkiye için yeni bir sektör ama değerli bir sektör olacağını düşünüyorum. Yasal olarak kendi görev tanımlamamızdaki yükümlülüklerimizi hızlı bir şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz.”
TMO







