Bakanlığımızın 2026 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda Kabul Edildi
banner36

Bakan Işıkhan, Uluslararası Çalışma Örgütü, ILO’nun, en büyük karar organı olan “Uluslararası Çalışma Konferansı”’nda bu yıl kabul edilen uluslararası çalışma sözleşmeleri hakkında Meclis’i bilgilendirdi.

ILO Ana Sözleşmesi'nin 19. maddesi, Uluslararası Çalışma Konferansı'nda kabul edilen sözleşme ve tavsiye kararlarının üye ülke hükümetlerinin için bilgilendirme amacıyla bu metinleri onaylamaya yetkili ulusal makama sunulmasını öneren Işıkhan, “Bu yıl Haziran ayında düzenlenen 113. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda, 192 Sayılı Çalışma Ortamında Biyolojik Tehlikelerin Önlenmesi ve Bunlara Karşı Korunmaya İlişkin Sözleşme ile sözleşmeyi tamamlayıcı nitelikte 209 sayılı Tavsiye Kararı kabul edilmiştir. Konferans esnasında yapılan oylamada ülkemizde söz konusu sözleşme ve tavsiye kararının kabul edilmesi yönünde oy kullanmıştır” diye konuştu.

ILO Yönetim Kurulu, Mart 2022'de gerçekleştirdiği 341. Oturumunda biyolojik tehlikelere ilişkin standartlarda boşluklar olduğunu belirterek, Uluslararası Çalışma Bürosunu bu hususta yeni standartlar getirmekle görevlendirdiğin kaydeden Bakan Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kısa adıyla 192 sayılı Çalışma Ortamında Biyolojik Tehlikeler Sözleşmesi, iş yerinde çalışanları biyolojik tehlikelerle karşı korumaya odaklanan ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşmenin amaçları şu şekilde sıralayabiliriz: Çalışanları biyolojik tehlikelere karşı korumak, sağlık ve güvenliği artırmak, bilgi ve eğitimi geliştirmek, sağlık gözetimini güçlendirmek, hazırlık ve müdahaleyi sağlamak, işveren ve çalışanların sorumluluklarını belirlemek, toplum sağlığını korumaktır. Sözleşme, biyolojik tehlikeler, çalışma ortamında biyolojik tehlikelere maruziyet, biyolojik risk, biyolojik risklerin yetkili makamlar tarafından değerlendirilmesi ve çalışanlar kavramlarını tanımlamaktadır.”

“ILO Sözleşmeleri Onaylanmaları Durumunda Üye Devletler İçin Bağlayıcı Enstrümanlardır”

Işıkhan, sözleşmenin tüm ekonomik faaliyetler sektöründe çalışanlar için geçerli olduğunu belirterek, “ILO Sözleşmeleri onaylanmaları durumunda üye devletler için bağlayıcı enstrümanlardır. Konferans tarafından kabul edilen ‘209 Sayılı Çalışma Ortamında Biyolojik Tehlikelere Karşı Tavsiyeye Kararı ise, 192 sayılı Sözleşmenin uygulanmasını desteklemek amacıyla, iş yerinde biyolojik tehlikelere karşı alınacak önlemler konusunda daha ayrıntılı ve esnek tavsiyeler sunmaktadır. Söz konusu Sözleşmenin Kod kısmında aşağıdaki başlıklar altında önemli değişiklikler yapılmıştır: İşe Alma ve Yerleştirme; İzin Hakkı Yurda Dönüş; Hak Sahipliği; Konaklama ve Dinlenme Tesisleri; Gemide ve Karada Tıbbi Bakım; Sağlık ve Güvenliğin Korunması ve Kazaların Önlenmesi; Kıyıdaki Sosyal Tesislere Erişim; Bayrak Devletinin Sorumlulukları; Gemide Şikâyet Prosedürleri. Bilindiği üzere; Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin onay süreci ülkemizde devam etmektedir” bilgilerini paylaştı.

Bütçe üzerine yaptığı konuşmada ise, dünyanın içinden geçtiği dönem içerisinde, çalışma hayatının neredeyse her gün yeniden yazılıp, şekillendiğine değinen Bakan Işıkhan, “Teknolojinin gelişme hızı, birbirine bağımlı hâle gelen ekonomiler, küresel belirsizlikler, iklim krizinin tüm dengeleri değiştirmesi… Bunların hepsi, emek piyasalarını kökten dönüştüren bir dalganın, en büyük parçalarıdır. Artık sadece makineler değişmiyor; işin nasıl yapıldığı, çalışanın beklentisi, işletmelerin rekabet anlayışı, hatta toplumların refahı üzerine kurulu tüm formüller bile, sil baştan yenileniyor” ifadelerini kullandı.

Işıkhan, bugün; dijitalleşme, yapay zekâ, yeşil dönüşüm, esnek ve yeni nesil çalışma modelleri gibi kavramların, bizzat hayatın içinde, her çalışanı ve her işvereni doğrudan etkileyen gerçekler olduğuna dikkati çekerek, “İşin mahiyeti değiştikçe, dünyanın dört bir yanında özellikle kırılgan grupların, sosyal koruma ihtiyacı artıyor; istihdam güvencesi konusu daha yüksek sesle tartışılır hale gelmiştir. Buna bir de, teknolojinin; meslekleri baştan sona değiştiren etkisini eklediğimizde, karşımıza bir zorunluluk çıkıyor: o da, emeği ve üretimi, geleceğin şartlarına hazırlamak” diye konuştu.

Bugün, birçok meslek önemini kaybederken, bambaşka alanlarda, yeni iş ve istihdam kapılarının açıldığına işaret eden Bakan Işıkhan, şöyle devam etti:

“Bu dönüşümü okuyamayan ülkeler geride kalıyor. Ancak, bunu okuyup, önceleyen ve fırsata dönüştüren ülkeler ise; hem ekonomik hem de sosyal anlamda güç kazanıyor. Bakanlık olarak; biz de, bu bilinçle, Türkiye’nin çalışma hayatını, bu küresel değişimin pasif bir izleyicisi değil; güçlü bir aktörü hâline getirme iradesindeyiz. İşgücü piyasalarımızı daha dayanıklı kılacak, sosyal koruma ve sosyal güvenlik sistemimizi yarınlara hazırlayacak, çalışanlarımızın beceri dönüşümünü hızlandıracak; politikaları hazırlama ve uygulama noktasında, bunu bir mecburiyet olarak görüyoruz. Bugün, sizlerle paylaşacağım çalışmalarımız, hedef ve önceliklerimiz; Türkiye’nin bu küresel dönüşümde; güçlü, rekabetçi, üretim odaklı ve aynı zamanda ‘kimseyi dışarıda bırakmayan’ çalışma hayatı vizyonunun, açık bir göstergesidir.”

“Bugün, Çalışan Sayısını, Depremden Önceki Seviyenin De Üzerine Çıkarmayı Başardık”

Işıkhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın deprem bölgesindeki faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Yaşadığımız, 6-7 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden hemen sonra, Bakanlık olarak; çok hızlı bir şekilde hareket ederek, bölgedeki işverenlerimizi, çalışanlarımızı ve ailelerini korumak için bütün imkânlarımızı seferber ettik. Çünkü fabrikaları, işyerleri, atölyeleri yıkılmış bu şehirleri, istihdam ve ekonomik anlamda, hızla ayağa kaldırmamız gerekiyordu.  Bu doğrultuda, kısa çalışma ödeneğinden, nakdi ücret desteğine; Toplum Yararına Programlardan, işsizlik ödeneğine kadar pek çok mekanizmayı hızla devreye aldık. Bugüne kadar, sadece bu alanlarda yaptığımız harcama tutarı, toplam; 40 milyar liranın üzerine çıktı.  O zor günlerde, vatandaşımızın geçimini sağlamak, işyerlerinin kapanmasını engellemek ve insanımızı, üretimden koparmamak için attığımız bu adımlar, deprem bölgesinin yeniden dirilişinin en kritik müdahaleleri oldu. Depremden hemen sonra; 11 şehrimizde, sigortalı çalışan sayısı neredeyse yarı yarıya gerilemişti. 2022 Aralık ayında, yani depremden önce, 11 şehrimizde toplam; 1 milyon 889 bin sigortalı bulunuyordu. Depremle birlikte, bu sayı ne yazık ki yarı yarıya azalmıştı. Bugün, çalışan sayısını, depremden önceki seviyenin de üzerine çıkarmayı başardık. Gururla söyleyebilirim ki, şu an sigortalı sayımız; 2 milyon 59 bine ulaşmış durumda.”

Deprem bölgesinde bulunan işverenlerin prim borçlarını ertelediklerini, yapılandırma sürelerini uzattıklarını, üzerlerindeki idari ve mali yükü hafifleterek, üretime ve ekonomiye tutunmalarına destek olduklarını kaydeden Bakan Işıkhan, “Kısacası, asrın felaketine karşı devlet-millet el ele verdik. Biz de bakanlık olarak, bu büyük dayanışmanın, çalışma hayatındaki ayağını tam olarak yerine getirmek için, büyük bir çaba gösterdik. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza teslim edilen konut ve işyeri sayısı gün geçtikçe artıyor. Anahtar teslim törenlerini büyük bir gururla izliyoruz. Türkiye, Asrın felaketini, Asrın dayanışmasına dönüştürebilen bir ülke oldu. Biz bunu başardıysak, önce aziz milletimizin duaları, sonra Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kararlılığıyla başardık. Bunu; Meclisteki tüm milletvekillerimizin, özellikle Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep ve Malatya illeri başta olmak üzere, bölge milletvekillerimizin azmi ve çalışmalarıyla başardık. Bu vesileyle, her bir milletvekilimize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“Sosyal Güvenlik Sistemimiz, Sosyal Devlet İlkesinin En Somut Yüzüdür”

Işıkhan, sosyal güvenlik sisteminin, sosyal devlet ilkesinin en somut yüzü olduğuna vurgu yaparak, “Bu nedenle biz, SGK’nın hem kapsayıcılığını, hem mali sürdürülebilirliğini, hem de hizmet kalitesini güçlendirmeyi, stratejik bir öncelik olarak ele alıyoruz. Amacımız; yeni nesil çalışma modelleriyle uyumlu, vatandaşın kolay erişebildiği, şeffaf, güçlü ve geleceğe sağlam basan bir sosyal güvenlik yapısı inşa etmektir. Bugün geldiğimiz noktada, 2002 yılında SGK gelirlerinin, giderleri karşılama oranı; yüzde 71,5 iken, 2025 yılı sonunda bu oranın; yüzde 95,3’e çıkacağı öngörülmektedir.  Prim gelirlerinin, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını karşılama oranı aynı dönemde; yüzde 60,9’dan; yüzde 75,1’e yükselmiştir. Yine 2002’de, SGK açığının milli gelire oranı, yüzde 2,2 iken; 2025 yılsonu itibarıyla bu oranın; yüzde 0,42’ye kadar düşmesi beklenmektedir. Bu rakamlar, sosyal güvenlik sistemimizin mali yapısında sağladığımız iyileşmenin, ne kadar güçlü olduğunu açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.

İşverenlerin mali yükünü, prim teşvikleri ve desteklerle hafifletirken; Bakanlık olarak; istihdama doğrudan katkı vermeye devam ettiklerini söyleyen Bakan Işıkhan, “1 Ocak 2023 – 30 Eylül 2025 döneminde yaklaşık; 2 milyon iş yerine; 13 milyon 222 bin sigortalıdan dolayı, toplam 890 milyar lira, teşvik sağladık. SGK’nın kapsayıcılığını artıran en önemli göstergelerden biri de; aktif sigortalı sayısıdır. 2002’de, 12 milyon olan aktif sigortalı sayısı, 2025 Eylül ayı itibarıyla yüzde 120 artarak; 26,5 milyona ulaşmıştır. Kayıt dışı istihdam oranı ise, 2002’de yüzde 52 iken, 2025 üçüncü çeyrek verilerine göre; yüzde 26,9’a gerilemiştir” diye konuştu.

Işıkhan, 2025 Ocak ayında, en düşük emekli aylığının; 14 bin 469 liraya, Temmuz ayında ise; 16 bin 881 liraya yükselttiklerini hatırlatarak, “Emeklilerimize verilen bayram ikramiyesini, 4 bin liraya yükselttik; 2018’den bu yana toplam, 366,7 milyar lira ikramiye ödemesi gerçekleştirdik. Sosyal güvenlik kapsamının, yüzde 99 seviyesine ulaşmış olması, Türkiye’nin sosyal devlet kapasitesinin ulaştığı noktayı ve elde ettiği başarıyı göstermektedir” değerlendirmelerinde bulundu.

“Tip 1 Diyabetli Çocuklarımız İçin, Sürekli Glikoz İzlem Cihazlarını Geri Ödeme Kapsamına Aldık”

‘Herkese sağlık güvencesi’ temel hedefi doğrultusunda, herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşların, yalnızca bin 560 lira GSS primi ödeyerek, tüm aile fertleriyle sağlık hizmetlerinden yararlanabildiğini aktaran Bakan Işıkhan, şunları kaydetti:

“Dünya’nın en ileri uygulamalarından biri olan, Sosyal Güvenlik Reformuna, öncülük ettiği için, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımıza her zaman şükran borçluyuz. Eylül ayı itibarıyla 5,7 milyon kişinin GSS primleri, devletimiz tarafından karşılanmış olup, yılsonu itibarıyla bu kapsamdaki tutarın; 128,7 milyar liraya ulaşması beklenmektedir. İlaç ve tedaviye erişimde kapsamı, sürekli genişleterek, vatandaşımızın yanında olmaya devam ediyoruz. 2000’li yılların başında; geri ödeme listesinde 3 bin 986 ilaç bulunurken, bugün açıkladığımız 72 ilacın geri ödemeye alınmasıyla ile birlikte bu sayı 8 bin 877’ye yükselmiştir. Yalnızca 2025 yılında, 372 ilaç listeye eklenmiş olup, bunların 52’si kanser tedavisinde kullanılan özel ilaçlardır. Tip 1 Diyabetli çocuklarımız için, sürekli glikoz izlem cihazlarını geri ödeme kapsamına aldık. 2024 Aralık – 2025 Eylül döneminde, 76 binin üzerinde reçete karşılanmış ve yaklaşık 610 milyon liralık maliyet, SGK tarafından üstlenilmiştir. Bu cihazların; ailelerimize sağladığı kolaylık ve çocuklarımızın yaşam kalitesini yükseltmesi, bizim için en büyük memnuniyet kaynağıdır.”

Işıkhan, sağlık hizmetlerinin, doğru basamaklarda kullanılmasını sağlamak amacıyla yeni teşvik mekanizmalarını hayata geçirdiklerini bildirerek, “Tomografi ve MR görüntülemelerinde kullanılan ilaçlı maddelerin, hastaneler tarafından temin edilmesi uygulamasını hayata geçirdik. SMA hastaları için, 2017’den bu yana geri ödeme kapsamında bulunan ilaca ek olarak, kullanım kolaylığı sağlayan yeni bir ilacı daha listeye aldık. Hemofili A hastalarında, evde deri altı uygulama imkânı tanıyan tedaviyi, geri ödeme kapsamına aldık; özellikle çocuklar açısından büyük kolaylık sağlayan bu düzenleme; bu ailelerimizin yaşamını ciddi şekilde iyileştirmiş ve kolaylaştırmıştır. Aile hekimlerinin reçete edebildiği ilaç sayısını; 6 bine yükselttik. Ayrıca akılcı ilaç kullanımı çerçevesinde raporlu ilaçlar hariç, kutu sınırlaması getirerek israfın önüne geçiyoruz” bilgilerini paylaştı.

“25 Farklı Kanser Alt Türünde Kullanılan 5 İmmünoterapi İlacını Temmuz 2025 İtibarıyla Geri Ödeme Listesine Ekledik”

SGK tarihinde devrim niteliğinde olan ve kanser tedavilerinde önemli bir adım daha atarak; 25 farklı kanser alt türünde kullanılan, 5 immünoterapi ilacını ve kistik fibrozis tedavisinde kullanılan ilacı, Temmuz 2025 itibarıyla geri ödeme listesine eklediklerini söyleyen Bakan Işıkhan, şunları aktardı:

“Kistik fibrozis hastası bin hastamız, bu tedavilerden faydalanmıştır. Son dönemde ödemeye aldığımız hizmetlerden bazıları şunlardır: Kanser ilaçlarından 45 bin hasta için; 9 milyar lira;  SMA’lı 637 hasta için; 1,3 milyar lira;  hemofilide 788 hasta için; 1 milyar lira, aile-vi akdeniz ateşinde; 3 bin 255 hasta için, 500 milyon lira, sürekli glikoz ölçüm cihazlarında, 25 bin hastamız için; 810 milyon lira harcama yapılmıştır. SMA’lı bir hastamız için ortalama 2,2 milyon lira; hemofili hastası bir vatandaşımız için ortalama 2 milyon lira harcama, SGK bütçesinden yapılmıştır. Vatandaşlarımızın sağlığını ilgilendiren ve onların yükünü hafifletecek her konuda, yanlarında olmaya devam edeceğiz. Hiçbir şey, çocuklarımızın, emeklilerimizin ve vatandaşlarımızın sağlığından daha önemli değildir.”

Işıkhan, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarıyla, tek bir vatandaşın sağlığı için ne gerekiyorsa, onu yapmaktan çekinmediklerine vurgu yaparak, “En temel insan hakkı olan sağlık ve sosyal güvenlik hizmetleri bugün, örnek gösterilen ülkelerde bile büyük bir finansal krizle karşı karşıyadır. Bu sorunların çözümü için; hükümetler, ya finansal kesintilere giderek ya da kendi vatandaşından büyük rakamlar talep ederek, sistemi sürdürmeye çalışmaktadır. Dünya bunu yaşarken, bizler, vatandaşlarımıza, neredeyse ücretsiz sağladığımız bu hizmetleri, gittiğimiz her yerde; yurt içinde tüm vatandaşlarımıza, yurt dışında ise mevkidaşlarımıza gurur duyarak anlatıyoruz. Bu gururun, en önemli parçası da bu yasaları çıkaran sizlersiniz, yüce meclisimizdir. Biz, vatandaşlarımızın sağlığına, emeklilik güvencesine ve sosyal koruma haklarına duyduğumuz saygı gereği, bu politikaları kesintisiz bir şekilde güçlendirmeye devam edeceğiz. Sosyal devlet anlayışını her alanda, hayata geçirmeye, milletimizi, hayatın riskleri karşısında yalnız bırakmamaya da kararlıyız” ifadelerini kullandı.

“Asgari Ücret Desteği Kapsamında, 2025’in İlk Dokuz Ayında; 1,5 Milyon İşyerine Toplamda 46,8 Milyar Lira Destek Sağladık”

Çalışma hayatının tüm ekosistemini; daima değişen şartlara uyum sağlayan, ihtiyaçlara hızla cevap verebilen, dinamik ve güçlü bir yapıya oturtmak için kararlı bir şekilde çalıştıklarına işaret eden Bakan Işıkhan, “Çünkü biliyoruz ki; Türkiye’nin yarınları; ancak bugünün, emek ve üretim gücünü, daha nitelikli hâle getirerek güvence altına alınabilir. Bakanlık olarak; çalışma hayatında sosyal diyaloğun bir gereği olarak, tüm istişare mekanizmalarını aktif bir şekilde işletiyoruz. 2025 yılında; ‘Üçlü Danışma Kurulu’nu ve ‘Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu topladık. 14. Çalışma Meclisi’ni de ‘Çalışma Hayatında Dijital Dönüşüm’ başlığıyla yakında toplayacağız. 2016’dan bu yana uyguladığımız, Asgari Ücret Desteğini; 2025 yılı için aylık bin liraya çıkardık. Bu kapsamda; 2025’in ilk dokuz ayında; 1,5 milyon işyerine toplamda 46,8 milyar lira destek sağladık. Ayrıca ücretlilerin asgari ücrete kadar olan gelirlerinden vergileri kaldırmıştık. 2026’da toplam 1 trilyon 92 milyar lira vergiden bu kapsamda vazgeçmiş olacağız. Bu tutar, Bakanlığımızın 2026 bütçe teklif tutarının 2 katından daha fazladır” diye konuştu.

Bakan Işıkhan, emeği korumayı, üretimi büyütmeyi, çalışanıyla işvereniyle milletin tamamını güçlendirmeyi temel vazifeleri olarak gördüklerine vurgu yaparak, bu doğrultuda atılan her adımın, Türkiye’nin yarınlarına daha güvenle bakabilmesi için olduğuna dikkati çekti.

“İşçi Ve İşveren Temsilcilerimizle Görüşerek, Sosyal Diyalog Sürecini Aktif Bir Şekilde İşletiyoruz”

2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu topladıklarını bildiren Işıkhan, “İşçi ve işveren temsilcilerimizle görüşerek, sosyal diyalog sürecini aktif bir şekilde sürdürüyoruz. 2026 yılı asgari ücret miktarının; çalışanların gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bakanlık olarak en temel sorumluluklarımızdan bir diğeri de; her bir çalışanımızın, insana yakışır iş koşullarında çalışmasını sağlamak, iş sağlığı ve güvenliğinde, en yüksek standartları yakalamak ve çalışma ortamlarını sürekli olarak daha güvenli, daha nitelikli bir hale getirmeye gayret ediyoruz. 4 Temmuz 2025 tarihinde ‘Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’ni topladık. Burada, ülkemizin 2026–2030 dönemine yön verecek olan, ‘Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi’nin hazırlık sürecini başlattık. Bu belge, Türkiye’nin, işyerlerinde güvenlik kültürünü yükseltmeyi hedefleyen, kapsamlı bir yol haritası olacaktır” ifadelerini kullandı.

“İş Sağlığı Ve Güvenliği Konusunda İhmali Olanların, Gözünün Yaşına Bakmıyoruz”

Bakan Işıkhan, 2022 yılı sonunda; İSG hizmeti alan, 166 bin işyeri sayısını, bugün itibarıyla 782 bine çıkardıklarını kaydederek, “İSG hizmeti alan çalışan sayısını,  6 milyon 400 binden; 11 milyon 257 bine çıkarttık. Diğer yandan; Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; iş sağlığı ve güvenliği konusunda ihmali olanların, gözünün yaşına bakmıyoruz. İşverenler, uzmanlar, belediyeler ve kamuda, sorumlu olan kim varsa gereğini yapıyoruz. 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla; 10 bin 957 işyerinde rehberlik ve teftiş faaliyeti yürüttük; bu kapsamda; 1 milyon 328 binin üzerinde çalışana ulaştık.  Bu incelemeler sayesinde yaklaşık; 992 milyon liralık eksik işçilik alacağının, işçilere ödenmesini sağladık. Çalışanın hakkı ve alın teri söz konusu olduğunda; asla tereddüt etmiyoruz.  Denetim süreçlerimizde de bu ilkemizden, asla taviz vermiyoruz” şeklinde konuştu.

“Ekim Ayı İtibarıyla; Türkiye, İstihdamda; Tarihinin En Yüksek Seviyesine Ulaşmıştır”

Türkiye’nin istihdam vizyonunu, ekonomi yönetimiyle tam bir eşgüdüm içinde, sağlam ve uzun vadeli bir çerçeveye oturtarak yürüttüklerinin altını çizen Işıkhan, şöyle devam etti:

“Biliyoruz ki sürdürülebilir büyümenin, toplumsal refahın ve güçlü bir geleceğin en kritik bileşeni; istihdamın, istikrarlı yapıda olmasıdır. Bakanlık olarak hayata geçirdiğimiz tüm politika ve programlarımızı, bu anlayışla şekillendirmeye devam edeceğiz. Ekim ayı itibarıyla; Türkiye, istihdamda; tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Buna göre; iş gücümüz; 157 bin kişi artarak 35,8 milyona, istihdam edilenlerin sayısı ise; 185 bin kişi artarak 32,8 milyona yükselmiştir. İşsiz sayısı 27 bin kişi azalmış, işsizlik oranı yüzde 8,5’e gerileyerek son 30 aydır tek haneli seyrini sürdürmektedir.  Önümüzdeki üç yılda istihdamı; yıllık ortalama 842 bin kişi artırmayı hedefliyoruz. Son verilere göre; gençlerde işsizlik oranının, yüzde 15,6’ya gerilemesi, eğitimde ve istihdamda yer almayan genç oranının; yüzde 25,4’e gerilemesi uyguladığımız politikaların en somut sonuçlarıdır.”

“İşsizlik Sigortası Fonu Büyüklüğü, Bugün İtibarıyla; 600 Milyar Lirayı Aşmış Durumdadır”

Bakan Işıkhan, 2002’den bugüne kadar; 5,5 milyon kadın, 561 bin engelli ve yine yaklaşık 5,5 milyon gencin, İŞKUR’un hizmetleriyle, iş sahibi olduğuna vurgu yaparak, “İlave istihdam oluşturan işverenlerimize; sigortalı başına, 41 bin liraya kadar prim desteği sağlıyoruz.  Bu teşvikin, 2026 yılı sonuna kadar uzatılması için hazırlıklarımız devam ediyor. Aynı zamanda, istihdam desteklerimizin finansman kaynağı olan, İşsizlik Sigortası Fonunu, güçlü bir şekilde yönetiyoruz.  Fon büyüklüğü, bugün itibarıyla; 600 milyar lirayı aşmış durumdadır” bilgilerini paylaştı.

Engelli İstihdamı

Engelli vatandaşlar için; çok daha kapsayıcı bir istihdam ekosistemi kurduklarını kaydeden Işıkhan, “Engelsiz İŞKUR Platformu ile tüm hizmetleri, tek çatı altında topladık. Zihinsel engelli bireyler için hayata geçirdiğimiz Destekli İstihdam Projesi kapsamında, her birey için aylık 26 bin liraya kadar, ücret desteği sağlıyoruz.  Kendi işini kurmak isteyen engelli vatandaşlarımız için, mevzuatı sadeleştirerek, çok daha erişilebilir bir destek sistemi oluşturduk. 2025 Temmuz ayında başlattığımız Engelsiz İşgücü Uyum Programı kapsamında; 81 ilde 10 bin kişilik bir kontenjan oluşturduk.  Kademeli olarak uygulanan bu programdan bugün itibarıyla; 5 binden fazla engelli vatandaşımız faydalanmıştır.. Geçmişte olduğu gibi; engelli vatandaşlarımız artık evlerinde oturmuyor. Engelli mühendislerimiz, robotik kodlama yapan engellilerimiz, yapay zeka uzmanlarımız, içerik üreticilerimiz, girişimcilerimiz; ofislere, fabrikalara, işyerlerine, atölyelere gelerek, Türkiye’nin üretim gücüne güç katıyor. Bu kapsamda; çalışmak isteyen engelli kardeşlerimizi, üretime, istihdama yönlendireceğiz. Kimseyi dışarıda bırakmayacağız. Engelli kardeşlerimizin yanında olup, bakanlık olarak; onlara en büyük desteği, biz vereceğiz. Ve Türkiye Yüzyılını onlarla birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.

Bakan Işıkhan, kadın istihdamında ise, son yılların en güçlü atılımlarını gerçekleştirdiklerine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“2024 Eylül ayında uygulamaya koyduğumuz; İşgücü Uyum Programı (İUP), özellikle, işgücüne katılmakta zorlanan; kadınlar, gençler, engelliler ve öğrenciler için yeni bir kapı olmuştur. Bu programdan bugüne kadar yaklaşık; yarım milyona yakın vatandaşımız faydalanmış olup, katılımcıların yüzde 82’si kadınlardan oluşmaktadır.  İUP’tan faydalanmak isteyen vatandaşlarımız, İllerde bulunan, çalışma ve İŞKUR müdürlüklerimize başvurmalarını istirham ediyorum. Önümüzdeki dönemde de bu programı başarıyla uygulamaya devam edeceğiz.”

İŞKUR Gençlik Programı

2025 Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İŞKUR Gençlik Programı ile üniversite öğrencilerine, hem iş disiplini kazandırmayı hem de mezuniyet sonrası istihdam şanslarını yükseltmeyi hedeflediklerini aktaran Işıkhan, “Türkiye’nin Yükseköğrenim tarihindeki en büyük; çalışma hayatına hazırlık projesi olan ‘İş-Kur Gençlik Programı’na desteklerinden dolayı, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımıza, gençler adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Bakan Işıkhan, ne eğitimde ne istihdamda olan gençleri (NEET), iş gücü piyasasına yeniden kazandırmak amacıyla İşgücü Uyum Programı kapsamında yeni politikalar geliştirdiklerini kaydetti.

 “Türkiye’nin İş Kapısı Projesini Devreye Alıyoruz”

“Tüm bu adımlarda tek bir hedefimiz var. O da: Dönüşümün gerektirdiği yeni becerilerle çalışanlarımızı donatmak, sosyal korumayı güçlendirmek, istihdamı desteklemek ve sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini güvence altına almaktır” diyen Işıkhan, “Türkiye’nin emek gücü; bu dönüşümün gerisinde kalmayacak; tam aksine, bu dönüşümün adeta, öncüsü olacaktır. İş Arayanlar için geliştirilen ve internet ortamında dağınık şekildeki tüm iş ilanlarını, tek bir çatı altında toplayacak “Türkiye’nin İş Kapısı” projesini devreye alıyoruz. Böylece, hem iş arayan vatandaşlarımız için daha erişilebilir bir sistem kurmuş olacağız hem de işverenlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücüne daha hızlı ulaşmalarını sağlayacağız. Pasif işgücü programlarının daha geniş kitlelere ulaşması ve İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanma şartlarının kolaylaştırılması için teknik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İşini kaybetmiş vatandaşlarımızın bu süreçte daha hızlı destek alabilmesi, sosyal politika alanının öncelikleri arasındadır” şeklinde konuştu.

Bakan Işıkhan, imalat sektörünün üretim gücünü korumak ve özellikle emek yoğun alanlarda işletmelerin istihdamı sürdürmesini sağlamak amacıyla hazırlanan yeni destek modelini içeren kanun teklifinin Meclis’te kabul edildiğini söyleyerek, şöyle devam etti:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde; Cumhur ittifakı ile birlikte ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi nihayetinde güçlenen birlikle, beraberlikle ve kardeşlikle, Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıyacaklarını aktaran Işıkhan, “Terörsüz Türkiye’nin getireceği yatırım ortamının istihdamda ve çalışma hayatında ne gibi ilerlemeler sağlayacağına yönelik bir örnek vermek istiyorum; Şırnak’ta 2022 yılında işsizlik oranı yüzde 21,5 idi. GABAR petrolleri ile oluşan yatırım ortamı ve İŞKUR hizmetlerimizle 2024 yılında bu oran; yüzde 7,9’a geriledi. Şırnak örneğindeki bu hızlı ve çok önemli iyileşme; Terörsüz Türkiye ile tüm bölgede ve Türkiye’de neden görülmesin? Türkiye’nin her bir karış toprağında; Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın gösterdiği; Türkiye Yüzyılı istikametiyle yürümeye, üretmeye, çalışmaya, istihdamı artırmaya devam edeceğiz. Sözlerime son verirken; 2026 yılı mali bütçemizi, en verimli şekilde kullanacağımızı belirtmek isterim” diye konuştu.

Bakan Işıkhan konuşmasının sonunda, 2026 yılı bütçesinin ve bu bütçeyle gerçekleştirilecek tüm çalışmaların, ülkeye, millete hayırlı uğurlu olmasını diledi.

TBMM Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçeleri kabul edildi.

T.C. ÇALIŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI

Anahtar Kelimeler:
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.